YADİGAR TÜRKEL.BEYDİLİ

Sayğılı oxucu, yazılma tarixi 10.05.1989-cu il olan, kiminse düzeldib, 10.11.89-cu ilde künc yazısı yazdığı bu yazını görende çox sevindim. Tarix, yurdçulug, etnografik olduğuna göre demek olar, heç bir  deyişiklik etmediyim yazını oxumağınızı istedim. Yazı dilim arı-duru türkcelik baxımından 1987-ci ilde yazılmış “İte ataram, yada satmaram”dan çox irelilemişdir.

BEYDİLİ

Gözümü açıb dünyaya baxandan kolxozlaşmanın “donosçular”ının satdığı, Stalinizmin yarımgula çevrdiyi, II Dünya Müharibesinin süngüye çekdiyi bir El gördüm. Bu Elin budagları kesilmiş, beli sındırılmışdı. 37-nin soygırımı gorxunc yeltek onun üstünden esmişdi. Seçme igidleri “xalg düşmeni”,  “trotskiçi-zinovyevçi” adı ile güllelenmiş, Orta Asiyaya, Gazaxıstana sürülmüşdü. Ellikle psixozlaşdırılmış bu Elin oğulları 1950-ci illerin sonunda bele suçunu trotskiçi-zinovyevçilikle “ölçürdü”, “Zinoofçu çıxmışam, sesim alınıb?” – deyirdi. Onun üstünde indi de Plen damğası vardı.

Bu El, Azerbaycanın en gedim yurdlarından olan Bilesuvarda, Bolgarçayın sol yanını özüne yurd etmiş, Guzey – Güney Azerbaycanda, Türkiyede, İrakda, Suriyada yaşayan böyük Türk Elinin parçası idi – Beydili Eli.

13-cü yüzilliyin Arabdilli alimi F. İ. Raşidaddinin saydığı 24 esas Türk tayfasından biri Beydilidir. Beydililer – babamız Oğuzun üçüncü oğlu Ulduz xanın uşagları idi.

Beydili – böyüklerin sözü kimi aziz (Abul Gazi Bahadır xan: “Türkmenlerin menşeyi”). Beydili – şirin dilli bey dilli.

Beydili – Sefeviler dövletinde önemli rolu olmuş böyük bir Türk Elinin kiçik bir parçasının aran yurdu.

120 yaşında ölmüş Sadat gocam Rus sınırının bu tayında galan Beydililerin 13 göbek olduglarını deyirdi: Adgözelliler, Haceyvazlılar, Azizxanlılar, Garacikkeliler, Gocabeyliler… Muğanda ekib-biçerdik, böyük bostanlarımız olardı. Yazın başlarında galxardıg dağlara. Erdebil dağlarında bütün göbeklerin öz yeri vardı. Talış dağlarında da yaylagımız vardı. Dağa köçende her göbekden bir kişi galardı Muğanda.

Muğanda Beydililerle yan-yana, Xarmandalı kendinde yaşayan Xarmandalıların Masallıda da Xarmandalı adlı kendleri vardır. Bir Beydili Salyanda, biri de Göyçaydadır.

Rus çarı aşandan sonra bolşevikler geldi. Zorla kolxozlaşdırma başladı. Kişilerimizin çoxu öldürüldü, gaça bilenler o taya gaçdı.

Gözlerimizin yaşı gurumamış, 37-nin gara yeli esdi. Heç düzele bilmedik. İkinci Dünya Müharibesi igidlerimizi uddu, gızlarımızı gözüyolda, analarımızı ağlar goydu…

Bu Elde xatunlar çadra örtmeyib. Böyüklere sayğıdan yaşmag tutublar. Ne  Sadatın, ne gızları Fatmanın, Tutunun, ne Arastanın, ne Benövşenin, ne Sonanın, ne Gönçenin, ne Gülceyranın, Ne Gülzarın, ne Tellinin… çadra örtdüyünü görmedim.

Nece de sevimliydiler onlar. 25-30 yaşlarından nişanlısız, adaxlısız, ersiz, arxasız galmış gözellik, leyaget, geyret simvolu nenelerimiz. Geceler segahla ağı deyib, “gedergelmez”e gönderilenlerini ağlayan, arı-duru, gözel analarımız.

1918-in Göllü Yangınında iki oğlunu havaya atıb, göyde süngüye keçiren Rus-ermeni-bolşevik soldatının vehşiliyini görmüş Arasta nenem II dünya Müharibesinin udduğu oğlunun itkisine dözmedi, gece-gündüz Heydar deyib, balam deyib öldü.

Fatma nenem deyirdi: Bolşevik ordusu Bolgarçayın sağındakı tepenin yanında yerleşib, dan yeri sökülende Beydilini topa tutdu. İlk top kendin gırağındakı deyirmana atıldı. Deyirman od tutub yandı. İndi ondan tekce demir özüller galıb. Kişilerimiz goşunbaşını Bolgarçayın yanında öldürenden sonra Rus-ermeni-bolşevik ordusu çekilib getdi. Göllünü yandırıb yaxdıglarını sonra eşitdik. Beydili kişileri xatunlarla uşagları Ağçaladan Şorsuluya gaçırdılar. Bolşevikler Şorsulunu tutmuşdular, ora bolşevik idi. El sağ galdı. Ancag 1954-55-dek rahat yaşamadı bu El. Bığ yerleri terleyende yurdundan sürülenlerden kimlerse 40-50 yaşlarında gayıdırdı. Gayıdanlar da “Plen”, “xalg düşmeni” damğası ile Sibirin, Kominin buzlaglarında, Gazaxıstan çöllerinde çekdikleri ağrı-acıların töretdiyi xesteliklerle.

O illerden en yadda galan şeylerden biri erik, alça, fındıg ağacları, yüz metrlerle uzanan bostanlardakı “ağız yandıran” yemişler, yatmış gara toğlulara benzer garpızlar, Bolgarçayın “Elsaxlayan” çeki balığıdır.

Bütün şeyleri bir anda eden “millet ataları” yurdumuzun İran Respublikası ile sınırını Türklerden boşaltmag isteyile Lerik, Yardımlı rayonlarında yaşayan soydaşlarımızı Arana köçürüb yurdlarını dağıdanda Beydili, Xarmandalı torpagı, Bolgarçay onları yedirtdi, saxladı.

Beydili İkinci Dünya Müharibesinin dünyanı süngüye çekdiyi illerde Ukraynadan köçürülen Yahudileri de ganadı altına alıb yedirtdi. Fatma nenem deyirdi: gece-gündüz yatmadıg, işledik, ekdik, biçdik, yaşadıg, balalarımızı saxladıg. O illerde  ele bil tebietin insanlara yazığı gelmişdi. Bağlar erik, gilas, alça,  fındıgla dolurdu. Bolgarçaydan tutulan balıg Beydilileri gurtarırdı. Belece, ana torpag öz doğma balalarını yaşatdı.

Benövşe nenenin de ocağı bele ocaglardan olub. Orada yerli yiyesizlerden başga Yardımlıdan gelme neçe bele oğlan uşağı vardı. Yağıların köklerini 30-cu illerden gırmağa başladığı  Azizxanlıların gelini Benövşe özünün üç sağırından başga neçesini böyütdü: Hacı, Gıcı, Matlab, Şamil. Onlardan üçü universitet de bitirdi, kolxoz sedri, müellim oldu, Bakıda işledi.

El yenice dirçelir, yeni soy, gat yetişirdi. Düşüncelerden “xalg düşmeni”, “plen”, “zinovyev”çi damğaları silinirdi. Ancag Azerbaycanın üstünden başga bir gara yel esmeye başladı: 1970-80-ci illerin hay-küyçülük, yalan öhdelikler, gızıl bayraglar yeli: insanların başına DDT-ler, heksoxloranlar, pestisidler sepilen tenteneli yığıncaglar, sürekli algışlar illeri. Ölkenin, Azerbaycanlıların varlığının bazara çıxarıldığı, bütün şeylerin uzunsüreli ölüme yöneldildiyi iller.

Pestisidlerden gediklerdeki gül-çiçek od tutub yandı. Çöllerdeki lalenin kökü kesildi. Mal-gara yeyen gangal bele gurudu, yoxa çıxdı.

Bu, gorxulu cinayete tekce insan dözdü, ancag nece? Mede-bağırsağın xronik xestelikleri, gara ciyerin sirrozu, ginekoloji xesteliklerle. Urusdan gızıl ulduz almag isteyile öhdelikler götüren “birinci katib” ac-yalavac gız-gelini alatorandan çöle apartdı. Dünenki günün acısı canından çıxmamış gız-gelin başının altına daş goyub çölde yatdı.

Gördüyüm bir olmuşu yazıram. Beydilile Abazovkanın arasında, Tut bağında, tepenin üstünde pambıg tarlasına doğru baxırdım. Abazovkalı oğlanlar, gızlar çölde işleyirdiler. Birden kendin arxasından çıxan teyyare aşağı enib guzğundek onların üstüne şığıdı. Gızlar yere oturub tumanlarını başlarına keçirdiler, oğlanlar, kişiler üzü üste toprağa serildiler. Zeher dumanı onların üstüne çökdü…

Yalana köklenmiş o illerde tek gözlü traktorçu iki gözlüden 150 ton çox pambıg yığdı, 18-20 yaşlı gızlar 40-50 yaşlı kişilere pambıgçılığın inceliklerini öyretmeye başladı. Respublikanın başçısı yığıncagların birinde pambıgyığan mexanizator gızın işden sonra basketbol oynamasını vicdanı ağrımadan dedi. “Jurnalist”ler” ertesi gün gızın eline top verib şeklini çekdiler, Respublika gazetleri şekli bir-birinden köçürüb çap etdi.

Temtaraglı gonaglıglar, garşılamalar ölkesine çevrilen Azerbaycan Sovet Sosialist Respublikası “iri addımlarla” “ölüm”e doğru irelileyirdi. “Gennet görmek isteyeni” Moskvadan keçici gırmızı bayraglar alan Azerbaycana çağırır, bu “cennetin” “gözellikler”ini gonaglardan gizletmek üçün aeroportdan Bakıyadek 30 km yola insandan çeper çekirdiler.

O illerde şeherlerin sayını da “po sovetski” artırırdılar. Bir gecede “yaradılan” şeherlere “zamanemizin en böyük dövlet xadimleri”nin adını veren “birinci katib”ler, tarixe gara yara kimi düşdüklerini anlamadılar.

Şeher “otçotu” vermeye alışgın “ağalar” Azerbaycan Türklerinin en gedim ellerinden olan Beydili Elinin yurdunu Puşkine gatdılar. Bununla da, Türklerinin Muğandakı Bilesuvardan sonra en önemli göstericisi – Beydili xeriteden silindi. Bu, yolverilmezdir!

Beydili toponimi Türklerin soy kökünün en danılmaz göstericilerindendir. Bu adı itirmek olmaz! Fikrimce, şeherin başçıları Azizbeyov kanalının üstünde gösterici tikib orada aşağıdakılara benzer sözler yaza bilerler: Beydili – Türk Ellerinden birinin adı. Beydililer: sayları, elece de başga bilgiler…

1-ci SÖZARDI: Beydilinin Puşkine gatılmasına garşı yazılmış bu mektubu rayona göndermişdim. Rayonda başga garşıçıxanlar da olmuşdu. Bir neçe ilden sonra Mehsul gazetinde Puşkin Rayonunun adının Bilesuvar edilmesinin gerekliyini  yazdım. Bir neçe günden sonra beydilili müellim Rehim Guliyev de rayon gazetinde Bilesuvarın adının gaytarılması ile bağlı yazı yazdı.

2-ci SÖZARDI: Bir neçe ilden sonra Beydilinin adını gaytardılar. Bu gün Beydili yaşayır, sonsuzadük de yaşamalı, Türkü, türklüyü yaşatmalıdır.

14 fevral 2021-ci il.

 

 

You can leave a response, or trackback from your own site.

Leave a Reply

Powered by WordPress | Designed by: best suv | Thanks to trucks, infiniti suv and toyota suv