Kemalizmi Türkçülükten ayırarak Sosyal demokrat kimlikle anlatmaya çalışmak ,gaflet ,delalet ,hatta ihanettir. Ne acıdır ki; Türk’ün batı hayranlığı ve Batı karşısında kendisini aciz ve işe yaramaz görmesi sonucunda Türk töresine yabancı olan düşünce yapısının Türk yurdunda kendisine yer bularak emperyalizmin işini kolaylaştırması kaçınılmaz olmuştur. Özellikle Türklüğün ; son bin yıllık yaşam süresinde yavaş yavaş, Töreden uzaklaşılarak Türklükle uyum sağlamayacak düşüncelerin etkisinde kalmaları sonucunda oluşmuş olan biat kültürü böyle bir güvensizliği beraberinde getirmiştir. Binlerce yıllık Türk töresinden ,törenin getirmiş olduğu sınıfsız,imtiyazsız yaşam biçiminden bihaber olan sözde aydın, şabloncu,silik karakterli düşünürler (!) ; batıdaki gelişmelerin veya olayların bizde de olması gerektiğini alt yapısı olmadan yıllarca savundular. Bunun için batıdaki Devlet ve yönetim anlayışının bizlerde de olmasını;onlara göre düzenlemeler yapmamız gerektiğini anlatarak akıllarınca bizlere yol gösterdiler..! ”Avrupa’nın en önemli devletleri, Türkiye’nin zararıyla, Türkiye’nin gerilemesiyle ortaya çıkmışlardır! Eğer güçlü bir Türkiye varlığını sürdürseydi, denebilir ki İngiltere’nin bugünkü siyaseti var olmayacaktı. Fransa, İtalya, Almanya da aynı kaynaktan esinlenerek hayat ve siyasetlerini geliştirmişler ve güçlenmişlerdir.” ULUĞ BAŞBUĞUN BU SÖYLEMİNİ HEP GÖRMEZDEN GELDİLER..! Batının çalkantılı ;sınıf savaşları sonucunda ortaya çıkmış olan sanayi toplumu evresinde ki EMEK -SERMAYE (işçi sınıfı-Burjuvazi) çatışması yeni düşünce yapılarının da ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu düşünce yapılarının sınıfsal mücadele adı altında çeşitli adlar alarak bazı uygulamalar yapmışlardır. Sosyal demokrasi de bunlardan yalnızca biridir. 1860 yılında Alman işçiler genel birliği (ADAV ) adı altında Ferdinand Lasalle tarafından kurulan işçi örgütlenmesi sosyal demokrasinin temelini atmıştır. Dünya sömürüsünden pay almak için yarışan ve hızla sanayileşen Almanya ülke içerisindeki çelişkiler yumağının savaşımı sonucunda böyle bir örgütlenmenin ortaya çıkması zorunlu hale gelmiştir. Buradaki işçiler ile burjuvazi arasındaki bu çıkar çatışması daha doğrusu sömürgelerden gelen ranttan daha fazla pay almak isteyen işçi sınıfı kendi aralarında bir örgütlenmeye giderek bir birlik oluşturmuşlardır. Kapitalizm’in hızla tekelleşmeye (Emperyalizme ) gittiği bu dönemde sanayileşmiş batıdaki işçi hareketleri kendi aralarında bir birlik kurmak için 28 eylül 1864 yılında 1.ENTERNASYONAL gerçekleştirmiş ve 32 kişilik geçici genel konseyin başkanlığına KARL MARKS seçmişlerdir.. Sosyal demokrasinin diğer bir tanımı ise eski sol ve yeni sağın bir araya getirilmesidir.Oluşturulmuş olan bu yeni sistemin özü sömürülen ülkelerden gelecek olan rantın sınıflar arasında daha adaletli dağılımının sağlanmasıdır. Batı’da bunlar yaşanırken Osmanlıda ne yaşanıyordu ? Bırakın sanayileşmeyi ve işçi sınıfının burjuvaziye karşı sınıf mücadelesi vermesini neredeyse bütün tüketim mallarını batıdan almak zorundaydı ve devlet sürekli toprak kaybediyordu. Bunun nedenlerine baktığımızda batıda yaşanmış olan sınıfsal evrelerin köecilik,feodalizm,ve kapitalizmin Türklerde yaşanmamış olmasınıda gösterebiliriz. Bunun bilincinde bile olmayan sözde aydın, özde şabloncu kesim 1938 ULUĞ BAŞBUĞUN uçmağa varmasıyla TÜRK cumhuriyetini ve TÜRK devrimlerini revizyona uğratarak ülkenin Yarı sömürge hale gelmesini sağlamışlardır. Kemalizmi sol bir yapı içerisinde göstererek Avrupa hayranlıklarına kılıf aramaya çalışan bu sığ beyinlilere en güzel yanıtları ULUĞ BAŞBUĞ onlarca söyleminde vermiştir . ”Avrupa ülkelerinde duygular, fikirler Türkiye’nin yok edilmesi noktasında yoğunlaşmıştır! Ve bu yoğunlaşma yüzyıllar geçtikçe oluşan kuşaklarda adeta tahrip edici bir gelenek biçimine dönüşmüştür. Nihayet “Türkiyeyi ıslah etmek”, “Türkiyeyi uygarlaştırmak” gibi bir takım bahanelerle Türkiye’nin iç hayatına, iç yönetimine sızmışlardır! Bunun etkisi altında kalarak milletin, en çok da yöneticilerin zihinleri tamamen bozulmuştur. Şimdi sormak gerekmiyor mu ? Bizim ülkemiz bu kıstasların neresine uyuyor ? Kendisi sayenizde yarı sömürge olan bir ülke nasıl olur da başka sömürgelerden gelen rantın paylaşım kavgasına girer..! Karşınızda Kemalizme sahip çıkacak ve sizlerin gerçek yüzünü gösterecek bir düşünce yapısının olmaması sizleri daha da cesaretlendirmiş olmasın. Bizler ; KEMALİZM=TÜRKÇÜLÜK=TURANCILIK düşüncesinde olanların görevi laf kalabalığı ile sosyal adalet ,hak alınması,özgürlük,eşitlik gibi içi boş ama süslü sözlerle Türk ırkının üzerinde oynanmış ve oynanacak oyunları bozmak ve kendimize ilke olarak edindiğimiz kaynağı TÜRK töresi olan KEMALİZM’İN gerçek yönünü anlatmaktır. Bunu anlatmak ve uygulamak için yalnız ULUĞ BAŞBUĞDAN VE TÜRK TÖRESİNDEN esinleniriz. ”Büyük devletler kuran ecdadımız, büyük ve şümullü medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur.”
HAN ATAMAN TÜRK. KEMALİST-TÜRKÇÜLÜK VE SOSYAL DEMOKRASİ
İyul 2nd, 2014 admin