Avgustun 23-de evden erken çıxıb, axşamüstü gayıtmışdım. Yorğundum. Medeniyet TV-ni açıb Bülbülün, Reşidin, Şövketin… gözel sesini eşitmek istedim. Ekranda akademik Vasim Memmedaliyevin solğun üzü göründü. Akademik “İsmayıl gurbanı” adlı din söylencesinden basıb-bağlayırdı; Hacer bele geldi, allaha sorag çatdırıldı, allahdan sorağ çatdırıldı, bıçag İsmayılın boğazını kesmedi, dile gelib dedi…
Başga gaynaglar bir yana, sayğılı oxucu isterse, Hacı Sabir Hesenlinin “Peyğemberler tarixi”. B., 2001 bitiyinden bu din söylencesini oxuya biler.
Sovet çağında toplumda bilim adamlarına – elmler dokorlarına, professorlara özel bir sayğı vardı. Dövlet onlara ele yüksek donlug vermese de, özgür politik düşünceleri olmayan o adamları ac da saxlamırdı. Akademiklerse bilimçilerin en saygını idiler, aldıgları donlug da çoxdu.
Men AMEA-da işleyende ölkemizin, ulusumuzun varlıg sütunlarından olan AMEA-da köklü yenidengurmanın gerekliyini gördüm, özellekle de gohum-egrabanın, dost-tanışın ad-san, ün yerine, “eyan destesi”ne çevrilmiş akademik titulunun yubadılmadan ortadan galdırılmasının gerekliyini neçe yol yazdım. Ancag Azerbaycan Respublikasının ağalığı bütün yeniliklere gözlerini, gulaglarını tıxamışdır!
Bilimle din doğadakı, toplumdakı olaylara oxşar yanaşsa da, onların yolu heç kesişmez! Bilim dinle govuşsa, toplumdakı yaşam bele biter. Bu anlamda bütün yaradıcılığı dinin yayılmsı ile bağlı olan bilimçiye akademik adı verilmesi AMEA-nın guruluş felsefesine, Azerbaycan Respublikasının Anayasasına tersdir. Azerbaycan Respublikasının Anayasasının 18-ci, “Din ve dövlet” düzüyünde deyilir: “I Azerbaycan Respublikasında din dövletden ayrıdır. Bütün dini etigadlar ganun garşısında beraberdir. II. İnsan leyagetini alçaldan ve ya insanperverlik prinsiplerine zidd olan dinlerin (dini cereyanların) (2) yayılması ve tebliği gadağandır. III. Dövlet tehsil sistemi dünyevi xarakter daşıyır”.
Beledirse, dövlet din bayramları keçirmez! O biri yandan da yarın Azerbaycan Respublikasının Xristian, Yahudi dinine inanan yurddaşları bizim de din bayramlarımızı dövlet bayramı edin, dese ne yanıt vereceksiniz?!
Tanınmış bir jurnalistin adından poçtumda Ateizm. Din. Realizm grupuna yönelmiş “Niye siz yalnız islamı tengid edirsiniz”sualı vardı. Sual verene menim indi oxuyacağınız ilk cümledekinebenzer çoxlu yanıtlar verilmişdi: “Bütünü birdir, İbrahim bey! Menim işim ulusumu, ölkemi gelişmeye, demokratik, özgür yaşamağa goymayan bütün güclerledir!!! Menim Xristian, ya da Yehidilerin dinine garışmağım yaxşı olmaz! Onların öz aydınları vardır! Onların aydınları 500 ildir dini ulusun yaşamında gereken yerinde oturdublar. Gelişirler, gabağa gedirler!!! Müselmanlar da ağrı-acı içinde govrulurlar…!!!”.
Vasim Memmedaliyevin “İsmayıl gurbanı” söylencesi gurtarandan sonra Türkiyenin Halk TV-sini açdım. Arab-sion iş birlikçilerinin, din alverçilerinin müselmanların ağıllarını dolaşdırıb ciblerini soydugları Saudiye Arabistanında xatun sosial aktivistlere ölüm hökmü verilmesinden danışılırdı. Budur, insanı insanlıgdan çıxarıb gul etmiş din alverçilerinin 2018-ci ilde insana, xatuna verdiyi deyer!!!
Dalınca Erdoğanın son 16 ilde demokratik respublikaçılıg yolundan dönderib mollaxanaya çevirdiyi Türkiye Respublikasından 1960-cı illerde İsveç Respublikasına işlemeye getmiş bir çox insanın gözel yaşamından danışılırdı. Bir yeniyetme gız dedi: burada eytim sistemi çox güclüdür, burada yaşamag çox yaxşıdır! Gözel yeniyetme “Yaşamağa Türkiyeye gelmek istersinizmi?” sorusuna YOX! – dedi.
Budur gerçek, beyler! İslam dini, müselmanlıg, onun Orta çağ politik guruluşlarının yaratdığı basgıçı, geriçi ortam. Bir işde bele öz çıxarlarınızdan keçmir, yetim-yesirin malını oğurlayır, yurdunu yağmalayırsınız. Universitetlere girmiş yeniyetmelerin, yaşılların ata-anaları ödenmeli universitet pulunda govrulduğu bu günlerde siz hansısa fırıldagçının uydurduğu söylence adına milyonlarla goyun-keçi, inek, öküz kesir, bayram edir, başga respublikalardan goyun getirdib satdırır, pul gazanırsınız. Dünyaya, ulusa, ele bir az yüksek bilinc, düşünce ile baxmag olmazmı?!!!
Gurban kesilmiş ölkeni, yurddaşları görün! Beyler, beyimler, XXI yüzilin 18-ci ilinde bele düşünce ile heç yere getmek olmaz!!!